Kalabalık sesler doluşurken beynim, birden saçlarının kokusunu düşünüyorum.
Pat diye gözlerine düşüyorum.
Kahretsin!
Saçlarının kokusunu bilmiyorum.
Hiç gereği yokken serseri bir rüzgar saçlarını düşürüyor aklıma.
En gösterişli caddelere atıyorum kendimi.
Faydası yok.
Yaşamak bir çarmıh gibi ellerimi acıtıyor.
Tanrım korkunç!
Gözlerin yüzümden düşüyor.
Siyah düşlerimi kimse aydınlığa yormuyor.
Bazen diyorum, otobüslerin camına başımı dayasam.
Her durağa dikkatlice baksam seni görebilir miyim diye.
Hiç kimseye farkettirmesem seni aradığımı.
Sonra seni hiç bulamasam.
Gerçekten olup olmadığından kuşku duysam.
Sonra,
sonra.
Yanımda olsaydın anlatacak çok şeyim vardı sana.
Belki de susardım saatler boyu.
Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi.
Temiz bir kağıt bulabilseydim sana mektup yazacaktım.
Gerçi adresin yok ama olsun.
Sana kullanılmamış bir aşk bırakıyorum.
Üstü kalsın!
“Her durağa dikkatlice baksam seni görebilir miyim diye. Hiç kimseye farkettirmesem seni aradığımı.. “her durağa her sokağa baktım yoktun,sen sandıklarım oldu sen yoktun.Durdum güldüm önce kendi kendime.sonra canım acıdı biraz sen bilmezsin nasıldır;kızmam kızamam.Yalnız kendime kızarım neden boşuna bakışlar sen olsan,orda olsan hissederdim zaten.içimden bilirdim,sen bilmezsin..çok teşekkür ederim.çok. “Yanımda olsaydın anlatacak çok şeyim vardı sana. Belki de susardım saatler boyu. Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi. ”
“…Hiç kimseye farkettirmesem seni aradığımı. Sonra seni hiç bulamasam. Gerçekten olup olmadığından kuşku duysam. Sonra, sonra…”gözlerimiz alabilidğine uzakları görmediği müddetçe halimiz yaman…kalın sağlıcakla!
Sana kullanılmamış bir aşk bırakıyorum. Üstü kalsın! …USTU KALSIN…