İnsanoğlu kendini asla boşluğa teslim etmemeli…boşluğu görsede umutsuzluğa kapılmamalı … ne yapıp edip umudunun, umud etmenin yolunu bulmalı, çıkarmalı…mutlaka biryerlerde aşılacak bir sınırın olduğuna inanmalı…öyle ki üzerinde mahsur da olsa kalmış olsa yüksek zirvelerden inebileceğine…dibe bırakılmış da olsa derin kuyulardan çıkabileceğine…
umutsuz kalmamalı… unutsuzluğa teslim olmamalı… ve fakat her halukarda umudun/ümidin ne olduğu bilinmeli…
dücanecündioğlu/senkiminşeytanınıtaşlıyorsun?
bugün yaptığımız konuşmanın üzerine bu sözler bana gelmiş gibi hissettim….
Evet öyle, sana bana bize geldi …
“Ölümün dört rengi” adlı kitabında okudum bu yazıyı..Bence Dücane Bey farklı bir üslup ve ben bunu çok sevdim 🙂
evet sevgili kariha o kitaptan bu alıntıişin açıkçası Hz. İnsandan daha rahat okudum ben bu kitabı 🙂