sen beni…

sen beni tutarsan hiç düşmem biliyor musun? sıkı sıkıya sarsan ellerini göğsüme dolayıp, hiç düşmem ben.

bizim sokağa da renkli ve gürültülü arabalar geliyor bu günlerde. yüksek sesle ve asla tutmayacakları sözler veriyorlar yarınlar için. gürültülü şarkılar eşlik ediyor cömertçe savurdukları hayal cümlelerine. çok küçük bir bedelle umut satıyorlar bizim sokaklarda.

biliyorum epeydir gelmediğimden şikayet ediyorsun. sıradaki şarkıyı seç ödeşelim. sıradakini ve sonrakini ve daha sonrakini. söylediğim ve dinlediğim tüm şarkıları sana vereyim ödeşelim olmaz mı?

hem gelmek istedim, istersen arkadaşlara sor.

o duvar var ya, ondan geçemedim sana gelmek için. yalan söylemiyorum bak, o duvar var ya! taa Gazze'den örmeye başlamışlar ve bizim mahalleye kadar uzayıp gelmiş.

o kadar uzun, o kadar yüksek, o kadar geçilmez…

Filistinli anneler hasta çocukları için buralardan dolaşıyorlar, bir sokak öteye geçmek için. babaların hayalleri hep bu duvarın önünde bitiyor.

sen beni tutarsan hiç düşmem biliyor musun?

laf aramızda ben gürültülü arabalardan sarkan o adamlara hiç inanmıyorum. gökyüzüne bakarmış gibi fotoğraf çektirenlere de. televizyonda ağlayan kadınlara, birbiriyle kavga edenlere ve aşık olanlara parlak ekranlarda.

küresel ısınmaya da inanmıyorum, dünya barışına da.

botoks, G-8, anti aging, prozac, paris hilton, bodrum, brokoli, live earth ve daha nice zırvalar. sahi michael jackson vardı ve madonna. ne oldu onlar? papa kutsadı mı? afrika'ya gittiler mi tekrar? snead o'connor'ın saçları eskisi gibi mi?

bütün bunları boşver bak sıradaki şarkı çalıyor.

sokaktaki sesler değil, radyodaki şarkı. senin kısmetine hep ağır söylenen şarkılar. senin yüzün, hüznün yüzü. senin ellerin, hüznün elleri. senin oynaman ağır…

ben de kendime bir umut sakladım afişlerden.

kesip cebime attım kimseye farkettirmeden.

sıkı sıkıya sarsan ellerini göğsüme dolayıp, hiç düşmem ben biliyor musun?

ölmem.

adam üzerine bombaları sarınıp da patlatırsa ölür.

sahi kim bunlar camilere koşup da kendini patlatan? bir o tarafa bir bu tarafa koşup ortalığı kana bulayan adamlar kim?

dualarımı yarım bırakan adamlar.

bu barut kokusu var ya, kan kokusu, ceset kokusu, ölüm kokusu. Bağdat'tan geliyor buralara.

gelir, inan bana.

Bağdat'ta şarkı söylense de gelir buralara, kan aksa da.

şarkı demişken, senin şarkın bitti mi?

– alıntı –

14 Replies to “sen beni…”

  1. ???Snead o’connor kim? Bunlari soyleyen bir filistinli cocukmu?eger oyleyse, kanin barutun arasinda, duvarlarin arkasinda, dunya eglence kulturunu benden daha iyi biliyor.Afferin o kisiye. Desene turkiyede veya baska ozgur ulkede yasasa profosör olacakmis.Neyse belkide ben anlayamadim…..

  2. @ Güllü yorum bu yazının sahibi sevgili Tarık Tufan dır . bende sizin ne amaçla böyle bir yorum yaptığınızı anlayabilmiş değilim inanın.beğenmemek de hakkınız ama ben çok beğendim yazıyı… @Yavuz Aslan kardeş güzel evet hatta harika tşk ederim.

  3. yâsin sessizliği içinde, bir adam girmeli şehre koşarak, bir adam ki haber vermeli yaklaşmakta olanı derken “bir adam girdi şehre koşarak” dedi tarık tufan.şimdi tüm iç seslere kulak vererek okunacak bir kkitabımız ve söylenmiş sözlerimiz var bağrımıza basacağımız.

  4. Afedersiniz, ben begendigim veya begenmedigim hakkinda bir fikir belirtmedim. Sadece yaziyi okuduktan sonra aklima gelen düsünceleri yazdim o kadar :)Yazinin amacini anlayamadim politikacilarimi elestiriyor?Gazze ve filistin olayinimi anlatmaya calisiyor?Tanidigi cezaevindemi? mahpushanedeki birine mi sesleniyor?ve butun bunlarin amerika sanat dunyasi ile ne alakasi var?Ayrica bir kisi 2 dogru soyledi diye geri kalani sorusturmadan kabul etmek gibi bir huyum yok, ister Tarik tufan ister Martin luther king olsunDikkat ederseniz en sonundada belkide ben yanlis anlamisimdir dedim. Evet begendim desem bilmiyorum begenmedim desem yine bilmiyorum. Yazinin amaci ne?Siz begendiginize gore belki bana yardimci olabilirsiniz, yaziyi okuduktan sonra kafamdaki gelisen sorulara.

  5. global alexithymia writes:bu barut kokusu var ya, kan kokusu, ceset kokusu, ölüm kokusu..evet gerçektn geliyor ben de hissettim bunu..

  6. Lübeyne’yi tutmaya gönüllü biri var :)neyse cıvıtmayayım yazı çok güzel,bu yazının geçtiği kitap da çok güzelzaten kitabın üstünde sadece Tarık Tufan yazsın yine alırım 🙂

  7. “bizim sokağa da renkli ve gürültülü arabalar geliyor bu günlerde. yüksek sesle ve asla tutmayacakları sözler veriyorlar yarınlar için. gürültülü şarkılar eşlik ediyor cömertçe savurdukları hayal cümlelerine. çok küçük bir bedelle umut satıyorlar bizim sokaklarda”işte tam da bu sözlerin yeniden dile getirilebileceği zamanlardayız… ve bilboardlar, “gökyüzüne bakarmış gibi fotoğraf çektirenler” le dolu…gökyüzüne bakıyorlar, çünkü yüzümüze bakmaya -daha başlarken bile- yüzleri yokve laf aramızda ben bu adamlara hiç inanmıyorum…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *