Aşık Garip Coğrafyası (3)

şâm-ı garibanda değilsek de,
muhakkak çırağanda değiliz anne
lambalar söndü, çakmağı kim yakacak
bu uluyanlar çakal mı
ben, hırkasını giymiş bir derviş miyim?
yoksa öldüm mü anne…
hiçbir ilişkim kalmadı çevreyle;
yağmur beyhude yağıyor hani camdan,
bakacak arap kızları da nerde?
bir şahin uçurtma marifetim vardı
kaleden kaleye;
cılız kuşcağızlarmış onlar şahin değil,
ben uçurduğum için uçmazlarmış
başıboş uçarlarmış üstelik,
sırlımda hırka, ayağımda terlik…
niye ben ölmüş müyüm anne?
çıktım yücesine seyran eyledim
kayak merkezleri olmuş yüceler;
karlar üstünde kırmızı gagalı bir kara kuş,
dalgın ve bîhuş
bakıştık bir süre ben kuşça
o, insanca
kerem'ler gurbetle işçiydilcr
aslilari doğrusu aramadım
şah senem'i düşündüm sessizce
"dost elinden dolu içmiş deliyim"
makine yağlı köpüklü sokak seliyim
ben sanayi oğluyum, sanayi sefiliyim
endüstriyi seversen değme yarama anne.
halep'e girmeden terkediyorum, halep şen olsun
anne ben nereye gitmeli oldum, bilmiyorum.
o kırılma sınırında ince,
o bir tane;
korunacaktı güya;
"değmesin hop yağlı boya"
haykırışlarıyla kırıldı.
çok yıllar önceki doğu'da,
ölenler testici dükkanlarında
mey kasesi olurlardı, şimdiyse
çevreyolu geçecek günün birinde
narin kaburgaları üstünden
o korunması gereken bedenin
zalim zaman, onu korumayacak
niye ben ölmüş müyüm ki bunlar olacak?
hırka giyenler fırkasından mıyım?
saat kaç, hangi sene?
anne!

Hüsrev Hatemi

5 Replies to “Aşık Garip Coğrafyası (3)”

  1. “bir şahin uçurtma marifetim vardıkaleden kaleye;cılız kuşcağızlarmış onlar şahin değil,ben uçurduğum için uçmazlarmışbaşıboş uçarlarmış üstelik,sırlımda hırka, ayağımda terlik…niye ben ölmüş müyüm anne?”burasıda çok yakıyor doğrusu.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *